grup medineesintisi - GELİN-KAYNANA POLEMİĞİ
  EVLENMEYLE İLGİLİ
  ANA SAYFA
  GRUBUMUZ
  ESNAF KARDESLERiMiZ
  DUGUNLERIMIZ
  iLAHi SÖZLERi
  Ulusal Yerel Basın
  Sayaç
  GÜZEL VİDEOLAR
  YENİ EVLİLER DİKKAT ETSİN
  EŞLERİMİZİ SEVELİM
  ALTIN ÖĞÜT
  MUTLULUK TAKTİKLERİ
  NASIL SEVGİ
  NASIL BİR AİLE
  ŞU ÜÇ ŞEYİN ŞAKASINI YAPMAYIN
  GELİN-KAYNANA POLEMİĞİ
  ANNEDEN KIZINA
  EVLİLİKTEKİ 8 YANLIŞ
  HANIMLAR DİKKAT
  MUTLULUK İÇİN 50 ÖNERİ
  yemek tarifleri
  oyun köşemiz
  İletişim
  DİNİ PAYLAŞIMLAR
  Ziyaretçi defteri
  gençlerimizin en hayırlısı kim?
  aşk nedir?
  kıblesini şaşıran gençlik-önemli
  aşk ne demektir?
  aşkta dini ölçüler nasıldır?
  erkeklere özel bir ilmihal konusu
  DUGUNLERIMIZ-2
  FILISTINLI KARDESLERIMIZE...
Konumuza bir "Gelin-Kaynana" hikayesiyle başlayalım isterseniz. "Uzun yıllar önce, Çin'de Lili adlı bir kız evlenir ve aynı evde kocası ve kaynanası ile birlikte yaşamaya başlar. Birkaç ay sonra, bitmez tükenmez gelin-kaynana kavgalarından ev, hem onun hem de annesi ile karısı arasında kalan eşi için çekilmez hale gelmiştir.

Bir şeyler yapmak gerektiğine inanan gelin, doğru babasının eski bir arkadaşı olan baharatçıya gider ve derdini anlatır. Yaşlı adam ona, bitkilerden bir zehir hazırladığını ve bunu üç ay boyunca, her gün azar azar kaynanası için yaptığı yemeklerin içine koymasını söyler. Zehir az az verilecek, böylece onu gelininin öldürdüğü belli olmayacaktır.

Yaşlı adam genç kıza, kimsenin ve eşinin şüphelenmemesi için kaynanasına çok iyi davranmasını, ona en güzel yemekleri yapmasını da söyler. Sevinçle eve dönen gelin bunları aynen uygular. Her gün kaynanasına en güzel yemekleri yapar. Ona çok iyi davranarak tabağına azar azar zehri damlatır.

Bir süre sonra kayınvalidesi de çok değişir ve ona kendi kızı gibi davranmaya başlar. Evde artık barış rüzgarları eser. Bu ara gelin, yaşlı kadının artık ölmesini istemez olur ve verdiği zehirlerden pişman bir vaziyette baharatçı dükkanının yolunu tutar.

Yaşlı adama, kaynanasına verdiği zehirleri temizleyecek bir çare için yalvarır. Yaşlı adam, yaşlı gözlerle şöyle konuşur: "Sevgili Lili, sana verdiklerim sadece vitaminlerdi. Gerçek zehir, senin beyninde idi. Sen ona iyi davrandıkça, onunda nefreti sevgiye dönüştü. Böylece siz gerçek bir ana-kız oldunuz. Gül veren elde, gül kokusu kalır." Der.

Gerçekten de öyle, değil mi?

Gerçekten de her şeyde olduğu gibi gelin-kaynana meselesinin en önemli ilaçlarından biridir sevgi.

"Gelin ve Kaynana meselesi" sadece Türkiye’nin değil, neredeyse bütün dünyanın meselesi. Ama bizim ülkemizde biraz daha büyük bir toplumsal bir yara haline gelmiş durumda.
Gelin ile kaynana anlaşmazlığı, fıkraların, esprilerin, şakaların ve dedikoduların en zengin malzemesi görülse bile, gelin-kaynana anlaşmazlığı, -Allah korusun- bazen öylesine ciddi noktalara gelir ki yuvanın yıkılmasına, aile içi düşmanlıklara, onarılmaz sosyal yaraların açılmasına bile neden olabilmektedir.

Aslında, her gelin ve kaynana arasında sorun yoktur. Bazı gelin ve kaynanalar, gayet güzelce anlaşır ve geçinirler. Ama bazı aileler de durum tam tersinedir.

Kaçınılmaz Soru; Kim Suçlu?

Gelin ve kaynana anlaşmazlığında peki suçlu kimdir? Gelinler mi? Kaynanalar mı? Yoksa üçüncü kişiler mi? Yoksa hepsi mi?..

Kimi dinlerseniz, suçlu hep karşıdakidir. Gelinleri dinlerseniz, suçlu kaynanadır. Kaynanaları dinlerseniz suçlu, gelindir. Halbuki meseleyi iyice araştırırsanız, suçlu bazen gelin çıkar, bazen kaynana, bazen de her ikisi birden.

Aslında herkes üzerine düşen görevi yapsa ve adalet, sevgi ve insaf düzeyinde hareket edilse, sanırız ortada hiç bir sorun kalmayacaktır.
Ne yazık ki maneviyatsızlık, cahillik, çekememezlik, bencillik, sorumsuzluk, anlayışsızlık, hürmetsizlik ve insanların birbirini kabullenememesi gibi olumsuz tutumlar, bu meselenin en önemli nedenlerini oluşturur.

Ey gelinler, kayınvalideler! Lütfen bir düşünün…

Allah aşkına neyi paylaşamıyorsunuz? Aç mı kaldınız, açıkta mı kaldınız, soğukta mı kaldınız, çamaşırları ve bulaşıkları elde yıkaya yıkaya elleriniz mi yarıldı?..

Sevgili Peygamberimizin sevgili kızı Hz. Fatıma (radıyallahu anha) gibi taş değirmeniyle un öğüteceğim diye elleriniz kopacak mı hale mi geldi? Tarlalarda ellerinizle mahsul mü topluyorsunuz? Yoksa yüzlerce hayvanı sağacağım diye güneşin altında bayılacak duruma mı geldiniz? Acaba rahatlık, bizi tembelliğe ve naza mı düşürüyor!

Yok efendim, ‘gelin benden izinsiz niye gezmeye gitti?’ Yok efendim ‘kaynanam niye bana karışıyor? ‘Gelin hanım niye erkenden kalkmıyor? Kaynanam niye benim evimde oturuyor? Niye?.. Niye?..
Diye, eften püften meselelerle aileler içinde fırtınalar koparılıyor, evin içinde hakimiyet mücadelesi veriliyor.

Herkes İçin Tavsiyeler

Lütfen, hanımlar! Akıllı olalım, anlayışlı olalım, birbirimizi sevelim. Kayınvalideler gelinlerini öz kızları gibi görüp öyle davransınlar. Gelinler de kaynanalarını anneler gibi görsünler. Bir anne kendi kızının hatasını nasıl örter ve görmezden gelirse, gelinlerimizin de hatalarını, kusurlarını örtelim, görmezden gelelim.

Bir gelin de şöyle düşünsün. Nasıl kendi annemizin sert sözlerine ve uyarılarına alınmıyorsak kayınpeder ve kayınvalidemizin sözlerinden de alınmayıverelim.

Gelin hanımlar! Sizler, hukuken kayınvalide ve kayınpederlerinize bakmak zorunda değilsiniz. Ama diyaneten, vicdanen kocanızın hatırı için onlara elinizden geleni sevgiyi, saygıyı, ilgili, alakayı, yardımı esirgemeyin. Eğer siz büyüklerinize iyi davranırsanız, bilin ki siz de çocuklarınızdan ve gelinlerinden iyi muamele görürsünüz. Etme bulma dünyasında yaşıyoruz. Bunlar tecrübeyle sabit şeylerdir.

Eğer siz kocanızın anne ve babasına iyi davranırsanız, kocanızın duasını alırsınız, rızasını kazanırsınız. Kocasına itaat eden ve razı eden hanımların cennete gireceğini Sevgili Peygamberimiz haber veriyor.

Kaynanalar, kayınpederler! Sizler de gelinlerinize kızınıza davrandığınız gibi davranın. Eve yeni gelen genç gelinin hayat tecrübesi az olabilir. Onun da öğreneceği çok şeyler var.

Kayınvalidelerimiz kendi gelinliklerini düşünsünler. Siz gelinken, kayınvalidenizden nasıl tavır takınmasını beklediyseniz, sizler o tavrı gelinlerinize gösterin.

Gelinlerinize gayet şefkatle, anlayışla yaklaşın. "Kızım, yavrucuğum" deyin. Bir hata yaptıysa "Önemli değil, olur böyle şeyler deyin." Kırılan bir cam bardağını bahane edip onun haysiyetini rencide etmeyin.

Gelininizi kimse kötülemeyin. Oğlunuzla gelininizin arasına girmeyin. Onları başbaşa bırakın. Onların mutluluğuyla siz de mutlu olun. Onları kıskanmayın. Birbirlerine yakıştığını söyleyin. Aralarındaki tatsızlıkları adaletle halletmeye çalışın. Oğlunuzu eşine karşı tahrik etmeyin.

Şunu unutmayalım ki, haklı olmayan sebeplerle gelinine düşmanlık yapan ve oğlunu gelininin üzerine saldırtan kaynana ve kayınpederler, hem oğullarını ve hem gelinlerini kendilerinden soğuturlar, hatta onları kendilerinden uzaklaştırırlar ve yalnız başlarına kalakalırlar.

Biz müslüman insanlarız. Müslüman barış insanıdır. Ailede barış, sokakta barış, ülkede barış, dünyada barış bizim düsturumuzdur. Sevgili Peygamberimiz (sav); "Sevmeyen ve sevilmeyen insanda hayır yoktur." Buyuruyor. Onun için hepimizi insan olarak, kayınpeder olarak, kayınvalide olarak, gelin olarak, damat olarak, bir birey olarak, seven ve sevilen insan olmaya çalışacağız. Şeytan ve nefsimizin oyunlarına gelmemeliyiz.

Kaynanalar, kayınpederler, gelinler, damatlar, görümceler, eltiler… Kim olursak olalım, lütfen kul hakkına girmeyelim. Allah bütün yaptıklarımızı görüyor. Evet kul hakkını ve zulmü Allah'ın affetmeyeceğini iyi bilelim.

Gelin kimsesiz, destekçisi yok diye ona eziyet etmeyelim. Ya da kayınvalide yaşlı-başlı, savunacak kimsesi yok diye, ona da eziyet etmeyelim, hor davranmayalım. Unutmayalım ki Allah, mazlumun ve mağdurun yanındadır. Zalim kim olursa olsun, ister gelin, ister kayınvalide muhakkak Allah o kişinin hasmıdır ve iki alemde de iki yakasını bir araya gelmez.

Gelin, kaynana, kayınpeder, damat, oğul, elti, görümce vs. olarak bize düşen görev; sevgi, saygı, birlik, beraberlik, dayanışma gibi güzel hasletlerin yer aldığı örnek bir aile yuvası tesis etmektir.

Tıkla Sende Sitene Ekle

Bugün 6 ziyaretçikişi burdaydı!
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol